Tüzel Kişiler İçin Makul Sürede Yargılanma Hakkı
MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ KAPSAMI
Makul sürede yargılanma hakkı, hem gerçek kişilere hem de özel hukuk tüzel kişilerine tanınan temel bir haktır. Bu hak;
-Ceza yargılamalarında, kişi veya şirketler hakkında yöneltilen suçlamaların makul bir sürede sonuçlandırılmasını,
-Hukuk ve idare yargılamalarında ise hak ve alacaklara makul sürede ulaşılmasını güvence altına alır.
Anayasa’nın 36. maddesi “adil yargılanma hakkı”nı, 141. maddesi ise “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasını” düzenleyerek bu hakkın temel dayanağını oluşturur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6. maddenin 1. fıkrası “...medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek...” ifadesinde söz konusu ayrımı yapmaktadır. Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS'in 6. maddesi hükmü gereği, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıklar makul sürede karara bağlanmalıdır.
ANAYASA MAHKEMESİNİN YAKLAŞIMI
Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas almıştır. (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2.7.2013, §§ 50, 52), (paragraf 70)
AİHM kararlarında makul süreye ilişkin değerlendirme yapılırken başlıca dört ölçüte başvurulmuştur. Bu aşamada değerlendirmeye esas alınan kriterler, davanın karmaşıklığı, başvurucunun tutumu, ulusal yargı mercilerinin tutumu ve yargılamayı hızlandırmayı gerektiren geçerli bir neden olup olmadığı şeklinde belirlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi (AYM), yargılamanın süresini değerlendirirken şu ölçütleri dikkate almaktadır:
-Davanın karmaşıklığı,
-Yargılamanın kaç dereceli olduğu,
-Tarafların tutumu,
-Delillerin toplanmasındaki güçlük,
-Başvurucunun yargılamanın uzamasına katkısı olup olmadığı,
-Yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatin niteliği.
Özellikle 5 yılı aşan yargılamalar kural olarak makul süreyi ihlal olarak kabul edilmektedir.
TAZMİNAT MEKANİZMASI
Makul sürede yargılanma hakkı ihlali nedeniyle bireyler ve tüzel kişiler, maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
-Maddi tazminat: Somut belgelerle ispatlanmalıdır.
-Manevi tazminat: Uzayan davaların doğurduğu stres, itibar kaybı ve hak kaybı ihtimali dikkate alınarak belirlenir. Başvuruda mutlaka manevi tazminat talebi açıkça belirtilmelidir. AYM, manevi tazminat talep edilmediği takdirde ihlalin ancak bu yolla giderilebileceğini tespit etse bile tazminata hükmetmemektedir.
8. Yargı paketi olarak bilinen 7499 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddialarına karşı yapılacak başvuruların; soruşturma, kovuşturma veya yargılama sürecinde ya da en geç bunların kesin bir kararla sonuçlandığının öğrenilmesinden itibaren, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan Tazminat Komisyonuna yapılması gerektiği düzenlenmiştir. Bu madde hükmü 01/06/2024 tarihinden sonra uygulanmaya başlayacaktır. Dolayısı ile artık tüm makul sürede yargılanma hakkının ihlaline dair başvurular Anayasa Mahkemesine değil Adalet Bakanlığının Tazminat Komisyonuna yapılacaktır.
Bu kapsamda, makul sürede yargılanma hakkının ihlali şikâyetlerini 6384 sayılı Kanun ile kurulan Adalet Bakanlığı Tazminat Komisyonu, incelemektedir.
AYM KARARLARINDAN ÖRNEKLER
-MC Koza Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. (2019/29178)
Sekiz yılı aşan idari dava nedeniyle şirketin makul sürede yargılanma hakkı ihlal edilmiş, başvurucuya 14.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
-A.H. İnşaat Turizm Tic. Ltd. Şti. (2019/37970)
Yaklaşık sekiz yıl süren dava sonucunda şirket lehine 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Maddi tazminat talebi ise reddedilmiştir.
-Radyo Vatan Yayıncılık A.Ş. (2020/1755)
Davanın uzun sürmesi nedeniyle şirketin adil yargılanma hakkı ihlal edilmiş, 14.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
-Arif Otomotiv Ltd. Şti. (2018/33328)
Sosyal güvenlik uyuşmazlığının uzun sürmesi nedeniyle şirkete 32.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
-Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği (2017/4483)
Mülkiyet hakkı ihlali tespit edilmiş, ancak yeniden yargılama yeterli giderim sağlayacağından manevi tazminata hükmedilmemiştir.
-Uğurlu Gazetecilik Ltd. Şti. (2017/4786)
İfade özgürlüğü ihlali nedeniyle yeniden yargılama yoluna gidilmiş, ayrıca tazminata hükmedilmemiştir.
Yukarıda karar örneklerinden de anlaşılacağı üzerine tüzel kişiler manevi tazminat talebiyle komisyona başvuruda bulunabilecektir
Anayasa Mahkemesi kararları göstermektedir ki, makul sürede yargılanma hakkı yalnızca gerçek kişiler için değil, tüzel kişiler için de anayasal bir güvence altındadır. Uzayan davalar şirketlerin itibarına, mali yapısına ve faaliyetlerine zarar vermektedir. Bu nedenle, şirketler adil yargılanma haklarının ihlali halinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaparak manevi tazminat talebinde bulunabilir.