ASKERİ TRAFİK KAZALARINDA TAZMİNAT TALEPLERİ
Askerlik görevini yerine getirirken trafik kazasına uğrayan askerler ve yakınları, idarenin sorumluluğu çerçevesinde hem maddi hem de manevi tazminat talebinde bulunabilir. Ancak bu tür davalarda hangi mahkemede dava açılacağı, zamanaşımı süreleri ve talep edilebilecek haklar konusunda ayrıntılı bilgi sahibi olmak gerekir.
KİMLER ASKERİ KAZA TAZMİNATI TALEP EDEBİLİR?
-Trafik kazasında yaralanan veya yaşamını yitiren erbaş ve er ile bunların varisleri,
-Askerî araçta görevli subay ve astsubay da bu kapsamda değerlendirilebilir.
Bu haklar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “idari eylem ve işlemlerden doğrudan mağdur olanlar” olarak tanımlanır. Askerî olmayan makamlarca verilen idarî işlemler veya eylemler de askerî dava konusu oluşturabilir.
YETKİLİ MAHKEME VE GÖREVSİZLİK KARARLARI
Trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında genel kural şudur:
-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi uyarınca, işleteni veya sahibi Devlet olan araçların sebebiyet verdiği zararlar adli yargıda sonuçlandırılır.
-Dava, kazanın meydana geldiği yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi’nde veya davalının yerleşim yeri mahkemesi olan yer mahkemesinde açılabilir (HMK m. 6).
Uygulamada askeri araç kazalarının adli yargıda görülmesi gerektiğini vurgulanmaktadır.
Örnek İçtihatlar
Aşağıda, askerî araçların karıştığı trafik kazalarından doğan tazminat davalarında yetkili yargı yerinin adli mahkeme olduğunu netleştiren başlıca içtihatlar metin olarak özetlenmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/277 E., 2014/310 K., 03.03.2014 tarihli kararında, “2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi'nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiği” şeklindeki kararda Silopi yol emniyet görevi sırasında meydana gelen askeri konvoy kazasında yaralanan er A.O. davasının adli yargıda açılması gerektiğine hükmedilmiştir. Mahkeme, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin göreve ilişkin hükmünün anayasaya uygun olduğu ve hem devlet araçlarını işleteni olarak özel hukuka tabi tuttuğunu vurgulamıştır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 11.07.2007 günlü 2007/4-498 E., 2007/540 K. sayılı kararında, “Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacılar, jandarma er olan desteklerinin yolcu olarak bulunduğu mülkiyeti ve işleteni davalı Bakanlık olan askeri aracın Beytüşşebap-Yaşat-Ortalı Karayolunda devrilmesi sonucu öldüğünü belirterek işleten sıfatı ile davalıdan maddi ve manevi tazminat istemişlerdir. Davalı tarafın görev yönünden itirazı üzerine mahkemece, asker kişileri ilgilendiren hizmete ilişkin idari işler ve eylemlerden dolayı uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava konusu olay 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun hükümlerine aykırı davranış sonucu meydana gelen zararın tazminine ilişkindir. Davalı adı geçen kanun hükümlerine göre işleten konumundadır. Kanunun 106.maddesinde genel ve katma bütçeli daireler ile özel idare, belediye ve iktisadi kamu teşebbüslerine ait motorlu araçların neden oldukları zararlardan dolayı bu kanunun hukuki sorumluluğa ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Açıklanan şu yasal düzenlemeye göre, davalı 2918 sayılı Kanunun 85.maddesi gereğince işleten konumundadır ve işleteni olduğu aracın kullanılması sonucu meydana gelen haksız eylemlerden dolayı yargılamanın adli yargı yerinde yapılması gerekir.” şeklindedir. 2918 sayılı Kanun’un “işletenin hukuki sorumluluğu” hükümlerinin kamu araçlarına aynen uygulandığı; 106 ve değişik 110. maddenin devlet araçlarının sebep olduğu trafik zararlarında adli yargının görevli olduğu vurgulanmıştır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16.10.2012 günlü 2012/14631 E., 2012/15193 K. sayılı kararında, “Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacının askeri aracın devrilmesi sonucunda yaralandığı ve davanın çözüm yerinin Askeri İdari Yargı olduğu kabul edilerek, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, 2918 S.K. “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Yine aynı yasada, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları , adli yargıda görüleceği ifade edilmiştir. Bu düzenlemeler karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, “işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulacaktır. Bu durumda, askeri aracın verdiği zararın tazmini isteği ile açılan davanın, bu kuralları uygulamakla görevli adli yargı yerinde görülmesi gerekir.” şeklinde İçişleri Bakanlığı’na ait askeri araçta yolcu olarak bulunan asker yaralanması davasının adli yargıda görülmesi gerektiği açıklanmıştır. Kararda, Karayolları Trafik Kanunu’nun 85–90. maddeleri ile 106 ve 110. maddelerinin bir arada yorumlanarak “kamu araçlarının işleteni” sıfatıyla özel hukuk kurallarına tabi tutulacağı ve sorumluluk davalarının adli mahkemede sonuçlandırılacağı netleştirilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20.5.2014 tarihli 2014/5287 E., 2014/7854 K. sayılı kararında, “Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK 110. maddesi uyarınca; İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Jandarma askeri aracının yaptığı tek taraflı trafik kazası nedeni ile açılan davaya yukarıda zikredilen yasal düzenleme gereğince adli yargıda bakılması gerekmesine rağmen hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir” şeklinde .jandarma araç sürücüsünün kusuru sonucu destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talepleri bakımından da 2918 sayılı Kanun’un işlemeyen kamu araçlarıyla ilgili “adli yargıda” görülmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu içtihatlar, askerî araç kaynaklı trafik kazalarında adli yargının mutlak görevli olduğunu ve idarenin “işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumluluk üstlendiğini teminat altına alır.
ZAMANAŞIMI VE ÖN BAŞVURU SÜRELERİ
Askeri trafik kazalarında tazminat taleplerinin zamanaşımı süreleri iki kanunda düzenlenmiştir:
1602 Sayılı Kanunun 43 ncü maddesine göre, tam yargı davasının açılabilmesi için davanın açılmasından önce, zararı doğuran eylemin yazılı bildirimden sonra başlayacağı öngörülen bir yıllık zorunlu idari başvuru süresi sağlık durumunu kesin olarak bilinir hale geldiği rapor tarihi itibari ile başlar. Bu tarihten itibaren bir yıl içinde idareye yazılı olarak başvurmak gerekir.
Her iki süreç de titizlikle takip edilmediğinde, hak kayıpları yaşanması muhtemeldir.
ASKERİN YARALANMASI HALİNDE SAĞLIK YARDIMI VE MALULLÜK HAKLARI
Askerlik Kanunu ve sosyal güvenlik mevzuatı, kaza sonucu yaralanan askerlerin desteklenmesini sağlar:
Bu yardımlar, tedavi süresi boyunca askerî personelin mağduriyetini en aza indirmeyi amaçlar.
NAKDİ TAZMİNAT VE ÖLÜM VEYA SAKATLIK HALLERİNDE ÖDEME ORANLARI
Milli Savunma Bakanlığı’nın belirlediği usule göre yetkili komisyonlarca takdir edilen nakdi tazminat:
Her iki durumda da adli karar gerekmeksizin ödeme yapılır. Bu tazminat bir defaya mahsus ödenir. Daha sonra engelli durumunun arttığı ve maluliyet derecesinin yükseldiği gerekçesiyle yeni bir ödeme yapılmaz. Ayrıca tazminattan damga vergisi dışında herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz ve ödenecek tazminat haczedilemez.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Askerî trafik kazası tazminat davaları bir yandan idari ve cezaî hukuk kesişiminde karmaşık bir yapıya sahip, diğer yandan süre ve yetki hatalarının sık yaşandığı bir alandır. Avukatlar için kısa başlıca hatırlatmalar:
-Öncelikle adli veya idari yargı seçimini doğru yapmak,
-Zamanaşımı ve ön başvuru sürelerini takip etmek,
-Sağlık yardımı ve malullük başvurularını eksiksiz tamamlamak,
-Nakdi tazminat hesaplamalarında güncel “gösterge” ve maaş katsayısını kullanmak,
Bu adımları takip ederek, mağdur asker ve yakınlarına zamanında ve eksiksiz hukuki destek sağlayabilirsiniz.