TRAFİK KAZALARINDA MADDİ TAZMİNAT HAKKI
Trafik kazaları tek taraflı veya çift taraflı kazalar şeklinde olabilmektedir. Tek taraflı trafik kazalarında yolcular; çift taraflı trafik kazalarında ise kaza oluşumu bakımından kusursuz/kısmi kusurlu şoförler, yayalar (kusursuzluk oranında ) , tüm yolcular ve 3. Şahıslar tazminat hakkına sahiptir.
Sakatlanan/yaralanan mağdurların hak ettiği maddi tazminat türleri şunlardır:
SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK TAZMİNATI
Kaza sonrasında (iş, trafik) kişinin bedensel bütünlüğünün (fiziksel ya da psikolojik) kalıcı olarak azalması neticesinde hak ettiği tazminat türüdür.
Kişi hayatını ve çalışmasını sürdürse bile yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre zorlanacağından ve daha fazla güç harcayacağından maluliyeti oranında tazminat hak etmektedir.
Bu hak trafik kazalarında kusurlu olan şoförün trafik sigorta şirketinden tazmin edilir.
GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK TAZMİNATI
Bu tazminat türü için “İyileşme süresi” , “Mesleki işten kalma süresi” veya “Çalışılamayan süre” kavramları da kullanılmaktadır.
Kaza geçiren kişinin bir süre tedavi görmesi, iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunması durumunda hak ettiği tazminat türüdür.
Ev hanımları, öğrenciler ve işsizler de bu tazminattan faydalanabilirler
GEÇİCİ BAKICI GİDERİ TAZMİNATI
Kaza geçiren mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren sürekli maluliyet raporu alana kadar ihtiyaç duyduğu bakım giderinin karşılanmasını ifade eden tazminat türüdür.
Bu tazminatı alabilmek için özel bakıcı tutmaya gerek yoktur. Bakım kazazedenin yakınları tarafından da yapılmış olabilir.
FAİLİ MEÇHUL KAZALARDA TAZMİNAT TALEP ETME HAKKIM VAR MIDIR?
5- Güvence Hesabı: Trafik ve trafik iş kazalarında araçların sigortasının bulunmaması ya da plakası tespit edilmeyen ya da tescilsiz araçların neden olacakları trafik kazalarında Güvence Hesabı’nın sorumluluğu gündeme gelir. Güvence Hesabı yönetmeliğinde bu durum açıkça belirlenmiştir. Hesaba başvurulabilecek haller MADDE 9 – (1) (Değişik ibare:RG-19/6/2009-27263) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak; a) (Değişik:RG-19/6/2009-27263) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, c) Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için, ç) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için, d) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada,13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için, başvurulabilir
Trafik kazalarında kazaya karışan aracın Zorunlu Trafik sigortası var ise zarar limit dâhilinde davalı Sigorta şirketinin sorumluluğundadır. Trafik sigortası yoksa kaza gününe ait limit kadar Güvence Hesabı kusur sorumluluğu söz konusudur
TRAFİK KAZALARINDA KAZADAKİ KUSUR DURUMU NASIL TESPİT EDİLİR ?
Trafik kazalarında Kusur tespitlerinin uygulamada Adli Tıp tarafından yapıldığı görülmekte ise de Hukuk mahkemelerinde konunun uzmanı bilirkişilerden alınan raporların hükme esas teşkil ettiği de görülmektedir. İş kazalarında da iş güvenliği, konuyla ilgili alanında uzman teknik bilirkişi ve iş güvenliği konusunda hukukçu bilirkişilerden rapor alınarak haksız fiil sorumluları kusur durumları ortaya konmaktadır. Yargıtay, kazanın oluşuna ilişkin olarak keşif yapılıp tanıkları dinlenmek suretiyle kusur tespiti yapılması talebi bulunduğu, adil yargılama ilkesinin gereği olarak tarafların tüm iddia ve savunmalarının usulünce değerlendirilmesindeki zorunluluk gözetildiğinde; keşif yapılmadan ve davalı tanıkları dinlenilmeden kusur tespiti yapılmasının yerinde olmadığına hükmetmiştir.
Trafik Kazası Tazminat Davası Ne Kadar Sürer?
Trafik kazasının ardından dava açma yoluna gitmeden önce yasal zorunluluk olan sigorta şirketine yazılı başvuru yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Sigorta şirketine yapılan yazılı başvuruda sigorta şirketinin yapılan tazminat talebine ilişkin 15 günlük yasal cevap verme süresi vardır. Bu süre içerisinde olumlu veya olumsuz cevap verme veya cevap vermeme durumunda 15 günlük yasal sürenin akabinde dava yoluna gitmeden önce yine yasal başvuru zorunluluğu olan arabuluculuk birimine başvuru söz konusudur. Arabuluculuk kanun yolu ise dava açma şartlarından olup dava açma yoluna gitmeden önce arabuluculuk başvurusu yapma zorunluluğu olan bir kanun yoludur. Kısacası sigorta şirketine başvuru ve arabuluculuk kanun yolları kullanılmadan dava açma yoluna gidilemez. Dava açıldıktan sonra ülkemizdeki mahkeme süreleri uzayabilmektedir. 1 ila 3 yıl arasında değişen ortalama dava süreci, farklı etkenler nedeniyle daha da uzayabilir. Özellikle büyük şehirlerde yargılanma sürecinin bu denli uzamasının temel nedeni, mahkemelerin sahip olduğu ağır iş yüküdür. Trafik kazası tazminat davalarında, her türlü belge ve delilin mahkemeye zamanında sunulması ve talep edilen tazminatın açıkça ifade edilmesi önemlidir.
Kısaca dava sürecinden bahsetmek gerekirse, tüm talepler en ince ayrıntısına kadar belirtildikten sonra, ilk olarak trafik kazasında tarafların kazaya etken kusur oranları belirlenir. Bu kusur durumunun belirlenmesi için mahkeme tarafından alanında uzman kusur bilirkişine dosya iletilir. Kusur bilirkişisinin vermiş olduğu kusur bilirkişi raporunda Kusur durumu aleyhine olan taraf itiraz ederse dosya bir heyet bilirkişine gönderilir. Kusur durumunun netleşmesinin akabinde dosya Adli Tıp Kuruluna gönderilerek kazada oluşan maluliyet tespit işlemleri yapılır. Maluliyet tespit işlemleri 1 yıldır kadar sürecek bir işlem olup Adli Tıp Kurumundaki olası yoğunluktan kaynaklı da rapor işlemi uzun sürmesi muhtemeldir. Mahkeme, kazada mağdur konumda olan kişinin tazminat hak edip etmediğine karar verir. Tazminat ödenmesinin uygun görülmesi durumunda, ne kadar tazminat kazanıldığının hüküm altına aldırması gerekir. Bu süreçler tamamlandıktan sonra, sonuca itiraz edilmezse dava karara bağlanır. İtiraz durumunda temyiz için İstinaf Mahkemesi’ne ve Yargıtay Başkanlığı’na başvuru yapılabilir.
Bu süreçler yaralanmalı trafik kazası tazminat davası ve diğerlerinde de aynı şekilde işlemektedir.
Bedensel Zarar ve İş Göremezlik
İş göremezlik geçici ve sürekli olmak üzere iki ayrı döneme ayrılmaktadır. İyileşme süresi olarak da bilinen geçici iş göremezlik süresinde çalışılamayan her dönem için %100 maluliyet üzerinden tazminat hesaplaması yapılmaktadır. Haksız eylemde maluliyetin tespiti konusunda tartışmalar sona ermiş görünmektedir. Yargıtay uygulamasında maluliyet yani iş göremezlik derecesinin Adli Tıp Kurumu tarafından ya da Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dallarınca Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak rapor alınması gerektiği hüküm altına alınmaktadır. İş göremezlik derecesinin Adli Tıp bilimlerinden oluşan uzmanlarından oluşmasının temel sebebi mesleğe göre kişide oluşan kalıcı sakatlıkların iş göremezlik derecesinin özel olarak belirlenmesidir. Şöyle ki, parmaklarından birinde kalıcı kısalma yaşayan bir kişinin piyanist olması düşünüldüğünde iş göremezlik derecesi %100’e yaklaşabilecek iken, aynı kişinin futbolcu olması durumunda bu oran göreceli daha düşük oranlara gerileyebilecektir.
Zarar Süresi:
Kaza tarihinde davacının gerek tedavi-istirahat-iyileşme- geçici iş göremezlik süresi boyunca ve gerekse bu dönemden sonraki yaşamı boyunca salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için emsallerine göre maluliyeti oranında daha fazla güç ve efor sarf edeceğinin ve bu durumun davacı bakımından en az asgari ücret düzeyinde bir zarar oluşturacağı kabul edilmektedir. Nitekim, Yargıtay’ın kıyasla uygulanabilecek emsal nitelikteki kararlarında davacının geçici iş göremezlik-iyileşme süresi içinde aynı işte çalışıp aynı kazancı elde etmeye devam etse bile, bu kazancı aynı işi yapan diğer insanlardan daha fazla efor sarf ederek ve daha fazla çaba harcayarak elde edeceğinden, bu oranda maddi tazminata hak kazanacağı belirtilmiştir.
-İbra, Yetersiz Ödemeler ve Güncelleme
Sigorta şirketlerinin ya da diğer haksız fiil sorumlularının Dava öncesi belirli ödemeler yaptıkları sıklıkla görülmektedir. Hatta birçok olayda ödemeler yapıldıktan sonra sigorta şirketleri zarara uğrayanlardan ibraname de almaktadırlar. 2918 Sayılı Karayollar Trafik Kanunu Sorumluluğa ilişkin anlaşmalar başlıklı 111. Maddesi Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğunu hüküm altına aldıktan sonra, tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebileceğini öngörmektedir. Sigorta şirketlerinin yapmış oldukları ödemelerin ibraname alınması durumunda Yargıtay uygulaması ödeme tarihi verilerine göre hesaplama yapılması, ödemenin yeterli olması halinde talebin reddi, ödeme ile gerçek zarar arasında fahiş fark bulunması durumunda ise güncel hükme en yakın tarihte bilinen verilere göre hesaplama yaparak ve sigorta şirketinin ödemiş olduğu tutarı yasal faiz işletip güncelleyerek tazminat tutarından düşülmelidir
Hatır Taşıması ve Alkollü Sürücü İndirimi
Trafik kazalarında hatır taşıması ve alkollü olduğunu bildiği halde sürücünün aracına binilmesi hallerinde tazminat oranında indirim söz konusu olabilmektedir. Hatır taşıması, bir insanın başka birisini herhangi menfaat temini olmadan bir yerden başka bir yere götürmesidir. Aile fertlerinin taşınmasında ise menfaat söz konusu olduğundan hatır taşıması indiriminin yapılmayacağı Yargıtay kararlarında belirtilmektedir. Hatır taşıması indiriminde belirlenen tazminat tutarı üzerinden %20 oranında indirim yapılması Yargıtay tarafından uygun görülmektedir. Alkollü olduğunu bilerek sürücünün aracına binenler için belirlenen tazminatta da %20 indirim yapılması Yüksek Mahkemece içtihat edilmektedir
Motosiklet kazalarında kask takılmamış olmasının açık biçimde kanıtlanması durumunda da Hakimin belirli bir oranda indirime gidebileceği Yargıtay tarafından içtihat edilmektedir. Kask takılmamış olmasının trafik kazasındaki kusur oranına değil, hakimin takdir hakkına bırakılması gerekir. Eş deyişle kask takmayan bir sürücünün karıştığı trafik kazasında salt kasksız olmak kazada alınan raporda kusur olarak gösterilemez. Bu durum kusur raporundan da sonra belirlenecek tazminatta Hakimin takdirine bırakılmalıdır.
“17. Hukuk Dairesi 2014/15196 E. 2016/11560 K: Davacının ya da davacı murisinin motorsiklete kasksız olarak binmiş olması halinde BK.nun 44. maddesi uyarınca zarar görenin müterafik kusurlu kabul edilmesi ve bu nedenle de belirlenecek kusur oranında bir indirim yapılması zorunludur. Davaya konu olan olayda, davacı murisinin yolcu olarak bulunduğu motosiklete kasksız bindiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak bu hususun BK 44 maddesi gereğince müterafik kusur olarak Mahkemece değerlendirilmesi ve bu doğrultuda hesap edilen tazminattan indirim yapılması gerekirken hükme esas alınan ATK ... Trafik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen 16.09.2013 tarihli raporda, muris yolcu ...'ın motorsiklete kasksız binmiş olması nedeniyle %10 kusurlu olduğu kabul edilerek BK 44 kapsamında değerlendirillmesi gereken kask takmama durumunun oransal kusur olarak değerlendirmesi içinde ele alınması dorğru görülmemiştir. Öte yandan somut olayda, murisin yolcu olarak bulunuduğu motorsiklet sürücünün 0,66 promil alkollü olduğu, alkol ölçüm raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı murisinin alkollü sürücünün kullandığı motorsiklete binmiş olması BK.nun 44. maddesi uyarınca zarar görenin müterafik kusuru olarak kabul edilmeli ve belirlenecek tazminat mikatarında müterafik kusur oranında bir indirim yapılmalıdır.
Tüm bu nedenlerle muris ...'ın yolcu olarak bulunudğu motorsiklete kasksız binmesi ve motorsiklet sürücüsünün alkollü olması nedeniyle alkollü sürücünün aracına binmesi 45 / 51 nedeniyle Dairemizce ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ve BK. 44. maddesi gereğince hesap edilen tazminattan toplamda %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken, kask takmama hususunun oransal kusur değerlendirmesi içinde ele alınması ve murisin alkollü sürücünün aracına binmesi hususunun da karar yerinde değerlendirilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.”